YAP – BOZ OKULLAR - 1 Şubat 2012



Osmanlı Devleti 1700’lü yıllarda, içinde bulunduğu durumun ayırdına varır ve ardarda savaş kaybetmeyi önlemek amacıyla bir eğitim atılımı yapar. 

Kara Mühendishanesi, Deniz Mühendishanesi ve Hendesehane adlarıyla yeni okullar açar. Amaç Batı’nın modern savaş araçları ve taktiklerini anlamak, böylece yenilgilere son vermektir. 

Bu okullarda fizik, mekanik, matematik, geometri gibi pozitif bilimler okutulacaktır. Tevatür (!) o ki, bu okullara devam eden öğrenciler önce derslerin çokluğundan şikâyetçi olur. Yakınmalar isyana dönüşmesin diye evvela ders sayıları azaltılır. Sonra bazı derslerin zorluğundan dem vuran sesler yükselince, o dersler de kaldırılır. Kısa zamanda amacından uzaklaşan bu okullar sonunda bir kenara bırakılır.  

Yine 1700’lerde Osmanlı Devleti’nde Müteferrika’nın ilk Müslüman matbaası çalışmaya başlar. Bilginin hızla çoğaltılması ve geniş kitlelere yayılabilmesi anlamına gelen matbaa, Osmanlı toplumunda beklenen etkiyi yaratamaz. Zira hattatların işsiz kalması halinde ayaklanmalarından çekinilir ve burada sadece hattatlar tarafından yazılmayacak olan eserlerin basılmasına izin verilir.
Elbette bütün bunların bu yüzyılda Belgrat’ın ve Kırım’ın kaybedilmesiyle, Fransa’ya yeni ve süre sınırlaması olmayan kapitülasyonlar verilmesiyle ya da kuzeyde Çar I. Petro’nun (hani şu Türkçe kaynaklarda “deli”, diğerlerinde “büyük” sanıyla anılan) bir müddet sonra başa bela olacak eğitimde ve toplumda laiklik ve modernleşme atılımlarıyla hiçbir alakası yoktur. Tarihimiz şanlıdır, ecdadımız kahramandır! Başarısızlık yoktur, içteki hainler ve dıştaki mihraklar vardır.


DÜŞÜNEBİLMEK

Oscar Wilde, “Düşünebilen her canlının insan olması, her insanın düşünebileceği anlamına gelmiyor” demiş. 

Bu söz aklıma yıllar önce okuduğum bir kitabı getirdi, hani şu “bir kitap okudum ve hayatım değişti” kontenjanından. Jostein Gaarder’in Sofi’nin Dünyası kitabını. Kitap, özellikle erken yaşlardaki okuyucuya felsefeyi tanıtmayı, “ben kimim?” sorusunun ucundan tutarak bir düşünce yolculuğuna çıkarmayı amaçlıyor. Felsefe tarihinin daha şerbet-şeker yazılabileceğini sanmıyorum. 

Eserlerine belki felsefe tarihi değil ama çocuklar için felsefe sıfatını yüklesek, muhtemelen hata etmeyeceğimiz bir başka yazardan bahsetmek isterim: Oscar Brenifier

1954 yılında Cezayir’de dünyaya gelmiş. Ottowa Üniversitesi’ndeki Biyoloji lisans eğitimini tamamladıktan sonra Sorbonne’da Felsefe doktorası yapmış. Felsefe öğretimi, felsefe uygulaması ve çocuklar için felsefe alanlarında uzman olan Brenifier, başta Fransa olmak üzere, aralarında Cezayir, Çin, Bulgaristan, Etiyopya, Meksika, Rusya, Lübnan, Mali, Norveç, ABD gibi otuzdan fazla değişik ülkede, farklı okullar ve seviyeler için felsefe atölyeleri düzenlemekteymiş.

Brenifier, 2 yıl önce Türkiye’ye geldiğinde Radikal gazetesi ile bir röportaj[*] yapmış. Kendi sözcükleriyle bize şu uyarılarda bulunuyor:

·         Türkiye’de çocuklar çok benmerkezci. Sadece kendileri konuşmak istiyor.

·         Anne-babalar sürekli çocuklarının mutlu olması için çaba sarf ediyor. Ama lütfen onları kendi hallerine bıraksınlar. Mutlu olmak zorunda değiller. Belki şu hayatta mutluluktan daha önemli bir his arıyorlar. Gerçek, güzellik, adalet; belki bunlar mutluluktan daha önemlidir.


·         Türkiye’de anne babalar çocuklarının hayatını kolaylaştırmaya çalışıyor. Peki ya bunun tersi doğruysa? Belki de hayatlarını zorlaştırmak onlara yardımcı olacaktır. Ama anne-babalar bunu pek düşünmez. Özellikle de Türkiye’de.

·         Çocuklarınızı korumaya çalışmayı bırakın. Ona zamanınızı verin. Bu en önemli kural. Aceleci davranmayın. Yapmakta olduğunuz şeyi bırakın ve ona zaman ayırın. Bu ona yemek pişirmek ya da elbiselerini temizlemek için ayırdığınız zaman kadar kıymetli.


·         Ben çocuklara anne-babaların mantık dışı hareketlerini ve düşüncelerini göstermeye çabalıyorum.

Oscar Brenifier’in kitapları Türkçe ’de “Filozof Çocuk” başlıklı bir seri halinde Tudem yayınlarından çıkıyor. Tudem yayınlarını kutluyorum ve Brenifier’i tüm velilere şiddetle tavsiye ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder