Ben aslında Tarih
öğretmeniyim.
18 yıl bilfiil çalıştım. Benim de dershanede çalıştığım 7 yılın
karşılığı olarak 3 yıl sigorta primi yatırıldığını öğrenmişliğim var. Benim de
ayda 150 saat derse girmişliğim, kendi sesimden bezmişliğim, deneme sınavı
olduğu için 3 saat, ortalama yükseltme sınavı olduğu için 6 saat yemeden
içmeden gözetmenlik yapmışlığım var. Her yıl “acaba sözleşmemi yenileyecekler
mi?” diye içim pır pır etti yıllarca. Bu yüzden ne hissettiğini o kadar iyi anlıyorum ki öğretmenimin, yüreğim
tutuşuyor adeta.
Can Barslan’ın “Hain Evlat Ökkeş” adlı çizgi karakterini
hatırlarsınız. Anneler gününde annesini ağlatacak meşrepte bir tiptir. Oysa
biliriz ki evdeki, sokaktaki sahici hayat bir yana dursun, Yeşilçam’dan Hollywood’a kadar hayal
dünyasında bile ‘kötü’ler özel günlerde azıcık iyileşir, insafa gelir.
24 Kasım yaklaşıyor. Öğretmen meslektaşlarımın özel günü
kutlanacak. Sokak başlarında çiçekçiler peyda olacak. Çocuklar öğretmenlerini
kucak kucak çiçekle karşılayacak, ilk ders çok güzel kokacak bütün sınıflar...
Yalnız sınıftan içeri adımını atamamış öğretmenlerimiz için
durum farklı, ne yazık ki. Onlara “ataması yapılmayan öğretmenler” diyoruz. 24
Kasımı acaba nasıl geçirecekler, düşündünüz mü? Kim verecek onlara çiçek
buketini?
Yenitan olarak seslerini duyurmayı görev bildik. Bize
yolladıkları öyküleri, can sıkıcı olmak pahasına sizlerle paylaşıyoruz.
Öğretmenlikte 18 yılı geride bıraktıktan sonra, artık biraz canımız sıkılsa iyi
olacak diye düşünüyorum.
“Bizler 2011 sınavında bakanımız
tarafından 55 bin atama sözü verilip de 11 bini atanan, ataması yapılmayan öğretmenleriz.
82 puan aldım ama atanamadım. Öğretmenlik mezunuyum ama devlette kadrolu
olamadığım için çevremden aday olarak acınarak bakılan öğretmenim ben,
atanamadığımız için başarısız, niteliksiz, hatta bakanımız tarafından uyduruk
olan öğretmenim ben. Bir dönem ücretli öğretmenlik yaptım, 600 lira aldım. O da
zamanında değil. Sigortam tam yatmadı
ben 600 lira alıyorum okulda çalışan hademe 1400. Üstelik öğrencilerinden ve
diğer meslektaşlarından da saygı görmüyorsun. Sanki biz aynı nitelilere sahip değiliz.
Daha da kötüsü 11 bin atamada 127 kişi aldılar ve bizlerden. 30.000 tarih
öğretmenliği mezunu var, bakanımız 150 bin açık var diyor ama 11 bin atama
yapıyor. Bu bize bir hakaret saygısızlık çünkü bu boşluklar ücretli
öğretmenlerle dolduruluyor ve bunların çoğu başka bölümlerden mezun bir kısmı da
lise ön lisans mezunu. Biz evlerde oturuyoruz onlar bizim işimizi yapıyor. Bu
şekilde eğitim ne kadar sağlıklı olabilir? Bizler bize söz verilen 55 bin
atamadan kalan 44 bin atamanın Kasımda yapılmasını istiyoruz. Gecikmiş olan
hakkımızı almak istiyoruz ki, bu bile yetmez açığı doldurmaya. Bizlere destek
verdiğiniz için sonsuz teşekkürler...”
Çocuk okutanlar,
sözüm size! “Evladımın dersine hangi öğretmen, nasıl bir ruh haliyle girecek”
diye bir düşününüz. Düşününüz ki, sizin de yüreğiniz tutuşsun. Öğretmenin
meselesi öğrencinin de velinin de meselesi zira.
Bizler Hain Evlat
Ökkeş değiliz ki, öğretmenler gününde öğretmenimizi ağlatalım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder