Bugün anneler günü.
Alış veriş merkezleri ve dükkânlar geç saatlere kadar açık
olacakmış. Neden? Anne – evlat arasındaki o eşsiz sevgiyi, ne yazık ki her ana
evlada nasip olmayan o bağı, lira diline tercüme etmek için…
Hayırlı işler, ne diyelim.
Kimi üç – beş paraya alıp ambalaj kâğıdına sardırdığı sevgi
ve minnet nişanelerini önüne koyacak, kimi sabahleyin erkenden kabristana
çevirecek rotasını. Kimi de kırık kalbine gömülecek, keşke makamından bir pazar
çilesi çekecek.
Anneler günü, kulağıma rahmetli anneannemin o tatlı,
nüktedan sesini getirdi. Derdi ki: Üç çeşit ana vardır. Has ana, az ana, kaz
ana. İleride anlarsın.
Haklıymış. Anladım.
Haklıymış. Anladım.
***
Şimdi bu anlayışla bazı annelerin bu özel gününü kutlamak
istiyorum:
Çocuklarını tarlada, bağda, bahçece su taşıyacak, hayvan
güdecek küçük işçiler olarak görmeyen annelerin,
Başlık parası uğruna gencecik kızını kocaya vermeyen
annelerin,
Töre belasına eline silah tutuşturup, evladının gençliğini
mahpuslukla karartmayan annelerin,
Küçücük çocuklarını yalınayak yarı çıplak sokaklarda
dilendirmeyen annelerin,
Çocuğuna eliyle veya sözüyle şiddet uygulamayan annelerin,
Hastalanan çocuğuna ‘bu ölürse mirasını kocası / karısı
yemesin’ gözüyle bakmayan annelerin,
Kocasıyla kavgasında çocuklarını koz olarak, silah olarak
kullanmayan annelerin,
Maddi – manevi gücünün sonuna kadar direnip, kızını
okutabildiğince okutan annelerin,
Çocuklarını sonsuza kadar hükmedebileceği köleler, emir
kulları zannetmeyen annelerin,
Okulda bir sorun çıktığında önce öğretmene ya da çocuğa
çatmak yerine önce sorunun neden kaynaklandığını anlamaya çalışan annelerin,
Okulda aldığı notların değil, edindiği güzel alışkanlık ve
becerilerin esas olduğunu bilen annelerin,
Oğlunu, bir başkasının kızına eziyet etmeyecek, kendini
dünyanın sekizinci harikası sanmayacak şekilde yetiştiren annelerin,
Pahalı giysiler ve oyuncaklar satın almanın çocuk
yetiştirmekle ilgisi olmadığını bilen annelerin,
Tiyatrodan karagöz oyununa kadar sahne sanatlarını, grafitiden
yağlı boyaya kadar plastik sanatları, bağlamadan piyanoya kadar müzik
aletlerini çocuğuna tanıtan, onu sanatla yakınlaştıran annelerin,
Dünya üzerinde yaşama hakkının sadece insana değil, tüm
canlılara ait olduğunu evladına öğreten annelerin,
Tahsili ve kariyeri ne olursa olsun 3 yaşına kadar tüm
vaktini çocuğuna bahşeden annelerin,
Çocuğun terbiyesini büyükanneye ya da zırt pırt değiştirdiği
bakıcı teyzeye teslim etmeyen, kendi görgü ve bilgisini çocuğundan esirgemeyen annelerin,
Oğluna futboldan başka spor dalları olduğunu öğreten
annelerin,
Kızına, bir hayat kurmak için evlenmenin tek seçenek
olmadığını öğreten annelerin,
Çocuğunu gelişebileceği kadar hür, güvende hissedebileceği
kadar kontrol atında tutmayı becerebilen annelerin,
Çocuğunun gururunu kırmadan hatasını düzeltebilen,
düzeltemediği hatalarla yaşamasını becerebilen annelerin,
Bir fikirde inat edip evladını üzmektense kendi tavrını
değiştirecek kadar olgun annelerin,
Yüreğinde sağlam, daimi ve koşulsuz bir sevgi besleyebilen
annelerin,
Ve tüm bu yaptıkları için çocuğunu kendine borçlu kaydetmeyen
anneler ile bir de bunları becermeyeceğini düşünerek çocuk sahibi olmamayı
seçen bütün annelerin; yani has anaların anneler gününü kutlar, küçük – büyük demeden ellerinden,
alnından öperim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder