Hepsi eczacıların suçu. Eczanelerde terlik, oje, şapka ve
sair satılmaya başladığından beri işler karıştı. Marketten vitamin alan
çocukların çağında bildiğimizi varsaydığımız “şey”lerin gerçek tanımını, gerçek
işlevini hatırlamakta fayda var. Eğitim nedir, öğretmen kime denir, okul nasıl
bir yerdir. Haydi, başlıyoruz:
EĞİTİM NE DEĞİLDİR
·
Eğitim,
bilgi aktarma değildir. Bilgiye ulaşma ve onu kullanma becerisini kazanma
sürecidir.
·
Eğitim
verilmez, alınır. Okumak istemeyen, eğitimden bir yarar sağlayacağına
inanmayana, kimse eğitim veremez.
·
Eğitim
kitlesel bir eylem değildir. Kamu, toplum eğitilemez. Birer birer şahıslar
eğitilebilir. Bu yüzden eğitim çok para, zaman ve emek gerektirir.
·
Eğitim
politikanın arka bahçesi değildir. Öyle olmasına öyledir de, o arka bahçede
yetişen bitkilerin kimi zehirleyip kimi büyüteceği önceden hesaplanabilir bir
iş değildir.
·
Her
çocuğa becerilerine, zekâ türüne göre eğitim verilmelidir. Küçük yaşlarda
ve erken sınıf seviyelerinde evet. Ancak eğitimin amacı hayata hazırlamaksa,
zorunlu eğitimi bitiren gencin çalışma yaşamında ihtiyaç duyacağı bütün
becerileri edinmiş olması gerekir. Yani çizime, resme yatkın bir çocuk ilkokul
1-2-3. sınıflardayken resmetme yoluyla matematik öğrenebilir. Ancak 15 yaşında
fizik dersini hala resimle çalışıyorsa, bir şeyler eksik kalmış demektir.
ÖĞRETMEN NE DEĞİLDİR
·
Çocuk
bakıcısı değildir. Okul saatlerini anne-babanın işten eve dönüş saatine
kadar uzatmak çocuğun daha iyi bir eğitim almasını sağlamaz. Sadece öğretmene
dadılık yaptırır.
·
Mavi
yakalılar diye tasnif edilen işçi sınıfına mensup değildir. Olsa olsa fikir
işçisi sayılabilir. Zira her öğretmen bir entelektüeldir. Kol işçisi maaşıyla
değil, fikir işçisi maaşıyla çalışması gerekir.
·
Öğretmen
soru soran değildir. Soru sormasını öğretendir.
·
Öğretmen
bilim adamı değildir. Öğretmene duyulan ihtiyacın
zamanla azalması, öğrencinin ilerlediğinin delilidir.
·
Öğretmen
aile terbiyesi vermekle yükümlü değildir. Çocuğun temizlik, görgü ve saygı
kurallarını ailesinden öğrenmesi gerekir.
·
Öğretmen
eleştirilmez, dokunulmaz, sorgulanmaz değildir. Her velinin “çocuğum başka
bir öğretmenin sınıfında olsa daha hızlı gelişir miydi” sorusunu sormaya hakkı
vardır.
·
Öğretmen
tehdit mercii değildir. Teşvik merciidir. Not defterini göstererek “ağzınla
kuş tutsan bu dersten geçemezsin” diyen, öğretmen olamaz. Böylelerine gerdiyanlık, cellatlık gibi meslekler daha münasip düşer.
·
Öğretmen ofis
personeli değildir. Mesaisi bitince işi bitmez. Her bir öğrencinin
gelişimi, sorunları ve başarısı için son zil çaldıktan sonra da düşünür,
çalışır, araştırır.
OKUL NE DEĞİLDİR
·
Okul korku
tüneli değildir. Öğrencinin ayakları geri geri giderek, korkarak devam
edeceği bir kurum değildir.
·
Okul, kimsenin
mülkü değildir. Hele müdürün ya da yöneticinin kral olduğu bir hükümdarlık hiç
değildir. Okul birine ait sayılacaksa, olsa olsa öğrencilere ait addedilebilir.
·
Okul tek
tip yurttaş fabrikası değildir. Okulda edinebilecek en yararlı alışkanlık,
sorgulama becerisi, bilimsel düşünce, yani rasyonelliktir.
·
Okul
karbon ve selülozdan ibaret değildir. Müfredat programında sadece teorik
derslere değil, laboratuvar ve uygulama çalışmaları ile spor ve sanata da mutlaka yer verilmelidir.
·
Okul diploma
matbaası değildir. Bir mesleğe ait bilgi ve becerilerin tümünü edinmeden ya
da istenen genel kültür seviyesine erişmeden alınan diploma gazete kâğıdından
farksızdır. Aldığınızın ertesi günü değersizleşir.
·
Okul
kurallar ve yasaklar kalesi değildir. İmkânlar ve seçenekler denizidir.
·
Okul
nostaljik duygularla gezilecek bir müze değildir. Gençleri geleceğe
hazırlayan bir araştırma laboratuvardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder