Yıllardır öğretmen yetiştiren Fen Edebiyat Fakültesi
öğrencilerinin elinden, öğretmen olma hakkı alınıyor, şaşmıyorsunuz.
Derse paldır küldür dalan bir öğrenci, dışarı çıkmasını
isteyen öğretmeni bıçaklıyor, şaşmıyorsunuz.
Çocuk yaşta kızlar ana – baba eliyle kocaya satılıyor, adına
da evlilik deniyor, şaşmıyorsunuz.
Matematik testinde sıfır çeken öğrenciler başarısızlığın
gerekçesi olarak öğretmen korkusunu gösteriyor, şaşmıyorsunuz.
4 bin dershanenin sadece binde 2’si okul olmaya uygun
çıkıyor, iş hanından bozma bu binalarda yıllardır eğitim yapılıyor,
şaşmıyorsunuz.
Öğretmenler intihar ediyor, şaşmıyorsunuz.
Servis şoförü lise öğrencisi kıza tecavüz ediyor, şaşmıyorsunuz.
40 binden fazla genç öğretmen, kaderlerini iki dudak
arasından çıkacak lafa bağlamış atama bekliyor, şaşmıyorsunuz.
İlkokul çocuklarına bir sağlık uygulaması olarak “hacamat” öğretiliyor,
şaşmıyorsunuz.
19 Mayıs törenlerine yıllardır sadece fakir muhitlerin
devlet okullarında okuyan öğrenciler “götürülüyor”, şaşmıyorsunuz.
Ömründe bir defa bile resmi bayramları kutlamamış, 23
Nisan’ı sadece çocuk bayramı sanan, ulusal egemenlik sözlerini tekerleme yapan
kimseler Sevgililer Gününde kürekle para harcıyor, şaşmıyorsunuz.
Devlet aynı okulda görev yapan hademeye öğretmenden fazla
maaş ödüyor, şaşmıyorsunuz.
5 yaşındaki çocuklar ilkokula başlatılıyor, cüsseli
çocukların arasına, itilip kakılmaya oturtuluyor, şaşmıyorsunuz.
Lise son sınıf öğrencileri ile lise mezunlarının 5’te 4’ü
fen testinden sıfır çekiyor, şaşmıyorsunuz.
Öğrenciye, falanca seçmeli dersi seçmezse seçeceği başka ders
gösterilmeyen bir seçmeli ders sistemi kuruluyor, şaşmıyorsunuz.
Üniversitelerde görev yapan akademisyenler taksi şoföründen
az kazanıyor, şaşmıyorsunuz.
Lise öğrencilerinin %75 kadarı okuldakilerle karşılaştırınca
dershanedeki öğretmenlerini daha donanımlı buluyor, şaşmıyorsunuz.
Daha sayayım mı?
***
Peki, neye şaşıyorsunuz?
Bir üniversitenin, kız
öğrencilerinin katılacağını varsaydığı bir güzellik yarışması düzenlemesine!
Hakikaten eğitimdeki en büyük çarpıklık bu, güzellik yarışmaları…
Yüzlerce kız Taksim meydanına toplansa ve ‘böyle bir
yarışmaya katılmayı hakaret sayarım” diye eylem yapsa şaşar mısınız? Şaşarsınız.
Hem şaşar hem de kızları aykırı, asi ilan edersiniz. Zira kız dediğin başka ne
yapacak? Süslenecek, aç biilaç gezip ince olacak, güzel olacak, güzel güzel söz
dinleyecek, değil mi?
Mesela fende sıfır çeken gençler çıksa, “büyüklerimde laf
ebeliği dışında herhangi bir meziyet görmedim ki bilime kafa yorayım” dese
şaşar mısınız? Şaşarsınız. Üstüne ayıplarsınız da. Çocuk dediğin büyüklere
saygılı davranır, onları asla eleştirmez! Oysa o büyüklerin çocuk büyüttüğü
yıllar boyunca tek bir kitap okumamasında, futbol ve televizyon dizileri
dışında bir meseleye kafa yormamasında şaşacak şey bulmasınız.
Bir de uluslararası ilişkiler okuyor, parlamentonun ne
olduğunu bilmiyor diye şaşkın kızın birini rezil rüsva ettiniz. Oysa memlekette
yazıldığı herhangi bir okuldan mezun olamayan var mı? Başarısızlık nedeniyle diploma
alamayan duydunuz mu? Herkse mi başarılı?
Adnan Menderes’e atfedilen bir söz vardır. Partisinin
seçimlerdeki başarısına istinaden “ben odunu aday göstersem seçilir” dediği rivayet edilir. O halde soruyorum:
Hiçbir çarpıklığına şaşmadığımız bu eğitim sistemi her gireni mezun ediyor ve
bunda da şaşacak bir şey yok, öyle mi?
Derim ki, reyting rekorları kıran yetenek-sizsiniz
yarışmasına nazire yapalım ve bir idrak-sizsiniz yarışması başlatalım. Sonunda
ne kazanırız bilmem ama en azından şaşacak bir şeyimiz olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder