KISRAK BAŞI DEĞİL, DEVE BOYNU.



Soma’da yaşanan maden faciasından dolayı acı içindeyim. Beylik laflarla bu sayfayı kokutmak istemem. Sadece babasının tabutunu, mezarını, toprağını okşayan o çocuklara sarılmak, sarılmak, sarılmak istiyorum. Hepsi bu.

soma_1


soma_3

Beynim gözyaşıyla bunca dolmuşken ne yazabileceğimden, meramımı ne kadar dillendirebileceğimden de emin değilim…

Madende denetimlerin doğru düzgün yapılmadığına dair söylentiler dolaşıyor. Açılan soruşturma, umut ediyorum ihmali olanları ortaya çıkarır ve sorumlular cezalandırılır. Umut ediyorum 1999 depremindeki o iğrenç filmi tekrar çekmek ve izlemek zorunda kalmayız. Göstermelik yakalamalar, göstermelik cezalar… Dilerim ihmali / suçu olanlar esaslı bir cezayla silkelenir. Elbette yitip giden canların hiçbir bedeli, karşılığı olmayacaktır ancak hiç değilse bundan sonra böyle yürek patlatan acılar yaşamamızı bir nebze olsun önleyecektir…

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yermiş. Benim resmi makamların denetimi hakkındaki tecrübelerim, ne yazık ki “işte hak yerini buldu” dedirtecek cinsten değil. Sadece birini paylaşarak “resmi denetime tabi” özel kurumların durumu hakkında neden endişelendiğimi izah edeyim:

Milenyumun ilk senesi. Çalıştığım özel okul, hem ilköğretim (o dönemde 1-8. sınıflar) hem lise. O zamanki yönetmeliğe göre ilköğretimde yabancı dilde tedrisat yasak. Yani dil dersi olarak İngilizce, Almanca, Fransızca, vs. var ancak fen, matematik derslerini bu dillerde okutmak yasak.

İlköğretimde ders veren fen ve matematik öğretmeni arkadaşlar panikte, çünkü okula müfettişler gelecek! Ders işlemeyi bir yana bırakıp, çocuklara göstermelik Türkçe ders defterleri ve sözümona yazılı kâğıtları doldurtmakta, bunlara mahsusçuktan not vermekte ve harıl harıl arşivlemekteler. Zira yönetimden gelen talimat, “aman dersleri İngilizce işlediğiniz belli olmasın” şeklinde.

Eh, veliler bu okula bir çuval parayı neden ödüyorlar? Eğitim dili İngilizce olduğu için.
İlanlarında, tanıtım bültenlerinde, hatta kapıdaki sekreterin bankosu üstündeki broşürlerde iri puntolarla İngilizce eğitim verildiği yazmıyor mu? Vallahi yazıyor. Azıcık bakınsalar görecekler zaten.

Neyse… Teftişe gelecek iki müfettişten birinin çocuğunun bizim okulda, üstelik ilköğretimde okuduğunu öğreniyorum. Hem de burslu! Babası müfettiş olanlara uygulanan özel bir burs!!!

Evet, yanlış görmediniz. “Yasak yasak işler yapan” bu okulu, velisi olan müfettiş, çocuğu bu okulda kayıtlı biri denetleyecek. Dönen oyunu zor da olsa anlıyor, utancımdan bir sandalyeye dosya kâğıdı gibi savruluyorum…

Damadının müteahhidi olduğu binada, 1999 depreminde can veren güzeller güzeli teyzeleri hiç anlatmayayım. Mideniz kaldırmayabilir.

Ülkedeki dene dene denetimler hakkındaki tecrübe bu olunca, ilk akla gelen adalet, hak, hukuk olmuyor maalesef. İnsanın içini kesif bir endişe kaplıyor.
soma_2

Türkçe’nin büyük sanatkârı Nazım Hikmet Davet isimli şiirinde,

                     Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
           Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
                                  bu memleket, bizim.


der. Memleket bizim olmasına bizim de, kısrak başından ziyade deve boynuna benziyor.


Fotoğraflar, Hürriyet, Akşam ve Radikal gazeteleri ile T24 internet sitelerinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder