Çocuğunuzun hayat için gerekli bütün dersleri okulda almadığını biliyorsunuz, değil mi?
Bireyin
yaşamını sürdürebilmesi için paraya ihtiyacı var. Bu kesin.
Çocuklarımıza daha iyi bir eğitim vermek için uğraşıp didinmemiz de hep
daha iyi bir işe sahip olsun, ekonomik açıdan daha rahat bir yaşam
sürsün diye, öyle değil mi sevgili anne – babalar?
Okulda
öğretilen matematik, dil, fen ve sair dersler ileride daha iyi bir
eğitim almaya, daha iyi bir işte çalışmaya yarayacak. Ama ya kazancını
yönetmeyi nasıl öğrenecekler? Çocuğunuz borç içinde debelenip bir türlü
iki yakasını bir araya getiremeyenlerden olmamalı.
Çocuklarımıza
evde, aile içinde öğretmemiz gereken en öncelikli şeylerden biri de
tutumlu, idareli olmak. Çünkü ne kadar kazanırsa kazansın, har vurup
harman savurarak rahat bir yaşam kurmak olası değil.
Bir süre önce Wall Street Journal gazetesinde bir makale[i] yayımlandı. Başlığı “Borçsuz İnsanların 10 Özelliği”.
Öğretenler olarak böyle hayati bir konuda uzman sesine kulak verelim
istedim; üşenmeyip tercüme ettim ve aralara bizden gözlemler
serpiştirdim.
İşte borçsuz insanların özellikleri:
1. Dikkatlidirler
Borçsuz
kimse, parasal yazışmaları bir çekmeceye tıkmadan önce dikkatle inceler.
Mesela aylar önce iptal ettiği spor salonu üyeliğinin ücreti, kredi
kartından hala çekiliyor mu diye bankadan gelen hesap özetini tetkik
eder.
2. Dizginleri elde tutarlar
Borçsuz
insanların da muhasebecisi vardır ama onlar sadece evrakları
muhasebeciye göndermekle yetinmezler. Hangi ödemelerden sorumlu
olduklarını ya da vergi / faiz yasalarındaki değişiklikleri bizzat takip
ederler. Alman atasözünde olduğu gibi: Güvenmek iyidir, kontrol daha
iyidir.
3. Kandırmaca yaparlar
Borçsuz kimseler elde ettikleri geliri olduğundan düşük göstermeye çalışırlar. Kendilerine bile!
Şöyle ki:
kazancınızın şimdikinden %20 daha az olduğunu farz edin. Örneğin 2.000
TL maaş alan birinin kendini 1.600 TL kazanıyor addetmesi ve her ay
istisnasız 400 TL’yi kenara koyması. Nasıl? Para biriktirmeye başlamak
için fena fikir değil.
4. Uzun vadeli düşünürler
Ne oldum
dememeli, ne olacağım demeli. Uzun vadeli mali hedefler koymak,
beğendiğiniz o giysileri satın almayacağınız anlamına gelmiyor. Sadece
böyle bir alışveriş için önce karar vermeniz, sonra fiyatı kadar parayı
biriktirmeniz ve ondan sonra satın almanız gerekli. Uzun vadeli finansal
düşünüş borçlanmaya engel olacaktır.
5. Soru sormaktan, indirim istemekten çekinmezler.
Dilimizde
bu özellik için çok güzel bir deyim var: Pazarlık etmek. Fiyatı
indirmek için, komisyonu düşük tutmak için, ödemede birkaç gün daha
mehil istemek için… Sormaktan zarar gelmez, değil mi?
6. Para biriktirirler
Düşünsenize,
beklenmedik bir kaza veya rahatsızlık geçirdiniz. Hani, Allah korusun
ama her şey insanlar için… Aylarca işe gidemeyecek, belki de maaş
alamayacaksınız. Dükkânı açamayacak, eş dostun açması için ricacı
olacaksınız. Böyle bir durumda ne yiyip ne içeceksiniz? Kenarda bir
“kara gün akçası” birikiminiz olmalı.
7. Hedefler koyarlar
Eğer sonunda ulaşacağınız bir hedef / amaç varsa, eliniz para biriktirmeye daha yatkın olacaktır.
8. “Hayır” derler
Bir büyük
giyim mağazasının kasasında ödeme yapmaktaydım. Yandaki kasaya 60-65
yaşlarında bir hanım yanaştı ve elindeki bluzu kasiyere uzattı. Kasiyer
barkodu okutup “150 TL efendim” dedi. Kadıncağız şaşkınlık ve telaşla
cevap verdi: “ama ben reyonda 89 TL diye görmüştüm.” Kasiyer kendinden
emin, kırmızı etiketli ürünlerin %50 indirimde olduğunu, oysa bu ürünün
mavi etiketli sezon malı olduğunu anlattı ve rahatsız edici bir ses
tonuyla “alacak mısınız?” dedi.
Kadıncağız
çekingen tavırlarla sağa sola bakındı, isteksizce çantasının en
dibinden bir cüzdancık çıkardı, içindeki kredi kartını çokbilmiş
kasiyere uzatarak taksitli fiyata o bluzu aldı. O gün o alışverişe
müdahale etmediğime çok pişmanım. Fiyatı bütçenize uygun olmayan bir
şeyi almaktan vazgeçmek karizmanızı çizmez. Aksine sizi acınacak hale
düşmekten kurtarır.
9. Nakdin değerini bilirler
Yine
güzel bir atasözü: Şık şık eden nalçadır, iş bitiren akçadır. Sahici
paranın kıymetini hatırda tutmak için muhakkak yanınızda bir miktar
nakit bulundurun ve bir takım alışverişleri sadece nakit parayla yapın.
Kredi kartıyla ekmek mi alınırmış yahu!
10. Gösterişe değil iyi yaşamaya düşkündürler
Çoğu kimse için ailenin değeri her şeyin üstündedir. Peki ya bu söylemi davranışlarımıza yansıtıyor muyuz?
Sıkça
duyarsınız: “Bu bayram ailecek toplanıp şuraya gidelim.” O yer de daima
fena halde pahalı ve havalı bir yerdir, nedense… Oysa hesabı
ödeyebilmek için fazla mesaiye kalmak yerine ayda bir aile fertlerinden
birinin evinde kurulan sofranın etrafında toplansanız ya? Hem daha sık
görüşmüş olursunuz…
*******
Borçlu
olmamak, kimsenin karşısında eğilip bükülmemek ne güzeldir! Wall Street
Journal’daki ekonomi yazarlarının kucağımıza bıraktığı bu altın
değerindeki örnekleri ne yapıp etmeli, çocuklarımıza aktarmalıyız.
Bu
günlerde atasözleri lügatimi istila etti, mazur görün. Son cümleyi de
Japon bilgelere söyletip bitireyim: Akıllı anne – baba, çocuğuna balık
vermez, balık tutmayı öğretir.
Bu yazı daha önce incilikupe.com adresinde yayımlanmıştır.