Çocuklar olmasa okul binalarının kabristandan farkı kalmazdı. Eğitim ile haşır neşir olan herkes için çocuk, nefes demektir.
Hele de aralarından öyle eşsiz – benzersiz olanlar çıkar ki, ömrünüz boyunca kalbinizde bir çift kanat gibi taşırsınız.
Mesela Malala. Canilerin kurşunları bile o güzel çocuğu solduramaz. Nefes olur, binlerce kilometre uzaktan göğsüne dolar insanın.
Çocukları
bir kenara ayırıacak olursanız, eğitim dünyasında kalanlar hiç de iç
açıcı şeyler değil. Son zamanlarda yurdumun eğitim gündemini öğrenciden,
çocuktan gayrı bakın neler işgal ediyor:
EĞİTİMDEN KISA KISA:
Okul müdürü, müdür yardımcısı… Yakında hepsi işsiz kalacak!
Cumhuriyet gazetesinin haberine göre “Dershanelerin
kapanması ile ilgili 3 maddenin olduğu 29 maddelik yasa tasarısı ile
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), müsteşar hariç yönetici kadrolarını açığa
alacak. Aralarında Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı, üyeleri ile genel
müdürler ve il milli eğitim müdürlerinin bulduğu 615 yönetici “havuz”
olarak tabir edilen “bakanlık müşavirliği” veya “eğitim uzmanı”
kadrolarına atanacak, yani açığa alınacak.”
Haziran
itibarıyla uygulanacak bu değişiklikle 4 yıl veya daha uzun süre eğitim
yöneticiliği yapmış olan tüm MEB personelinin idari görevleri son
bulacak.
Nasıl? Harika değil mi?!! Yetişmiş insan kaynağını ağzını şapırdata şapırdata yiyen bir canavar adeta…
Genç kızların intiharı, çocuk pornosunda dünya liderliği… Hep yerel facialar.
Adnan Menderes Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Eskin’in yürüttüğü “intihar” konulu bir araştırma, intiharın Türkiye’de 15-19 yaş grubundaki kızlarda yaygın olduğunu ortaya çıkarmış.
Aynı araştırma hakkında Vatan gazetesine konuşan Prof. Eskin, şu çarpıcı sözlerle muhafazakarlaşma ve çocuk pornosu arasında bir bağıntı olabileceğini vurgulamış:
“Tuhaf
bir muhafazakârlaşma var. Nasıl bir muhafazakârlaşma? Neyi, hangi
değeri muhafaza ederek muhafazakârlaşıyoruz? 11 yaşındaki kız
çocuklarımızı evlendirmeyi mi yoksa kadınlarımızı öldürmeyi mi? TİB
verilerine göre saatte 2 milyon kez porno sitelerine giriliyor. Avrupa
’da çocuk pornosu girişlerinin yüzde 67’si Türkiye’deki
bilgisayarlardan. Bu tür muhafazakârlaşma kafa karıştırıyor.”
Öğretmenlerin aylık et tüketimi, 1-2 kilogram civarında!
Türk
Eğitim Sen tarfından düzenlenen ve 16 bin 723 kişinin katıldığı bir
anket, öğretmenlerimiz hakkında şu akıl kaçırtıcı gerçekleri ortaya
dökmüş:
- Ankete katılan eğitimcilerin yüzde 89.2’nin borcu var.
- Yüzde 66.9’nun tükenmişlik sendromu yaşıyor.
- Yüzde 37’si işi nedeniyle sinirlilik hali yaşıyor.
- Yüzde 86’sı elektrik, su ve yakıt giderlerini azaltmak için kısıtlama yapıyor, yani soğukta ve loş ışıkta yaşıyor, istediği sıklıkta yıkanamıyor.
- Yüzde 76.9′u sosyal ve kültürel faaliyetlere ayıracak bütçe bulamıyor.
- Yüzde 82.1’i çocuğuna ekonomik ve sosyal olarak iyi imkanlar sunduğunu/sunabileceğini düşünmüyor.
- Yüzde 31.9’u öğrenci ya da veli şiddetine maruz kalıyor.
- Yüzde 96.5’i öğretmenlerin toplumsal itibar kaybına uğradığını düşünüyor.
Bunları
okuyunca “bu şartlarda eğitim meğitim olmaz” demek için eğitimci olmaya
gerek yok. Bunlar eğitimin, pedagojinin meseleleri değil. Olmamalı.
Eğitimin ne gibi meseleleri olabilir? Eğitimci ne türden sorunlarla uğraşabilir? Bir
örnek vererek hatırlatmak isterim. Zira bu günlerde eğitimciler ve
ana-babalar gerçekten eğitsel konuların ne olduğunu unutacak kadar
büyük, kapsamlı ve ciddi sorunlarla uğraşmak zorunda…
Mesela
ilk derslerde çocukların uykulu bir halde olması, öğle arasından sonra
ise aşırı hareketli ve dikkat dağınıklığı içinde bulunması eğitsel
sorunlar. Sabah saatlerinde öğrencinin zihnini açık tutmak, öğle
saatlerinde ise enerjisini kontrol altına alabilmek, sınıf yönetimi ve
dersin verimliliği açısından tipik konular.
Bir
ampul firması, eğitimcinin bu sorunlarına çözüm olmaya aday bir proje
geliştirmiş. Sınıflara kurulan bir düzenekle sabahki derslerde gün
ışığına yakın bir aydınlatma ve öğleden sonraki derslerde odaklanmayı
kolaylaştıracak daha loş bir aydınlatma kullanmanın ders kalitesini ve
öğrenci performansını arttıracağını iddia ediyorlar. Hollanda’daki bir
okulda pilot uygulaması yapılan düzenekle ilgili, öğretmenler de olumlu
görüş bildiriyor.
Eğitimin,
içinde çocuk olan, içinde umut olan, çözüm olan, tadından yenmeyecek
cephesini anımsamak ve batı aleminin minyon dertlerine bakıp tebessüm
etmek için:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder