5 Ekim, 24 Kasım… Her neyse. Bir öğretmenler günü olması, öğretmenler gününün kutlanması güzel.
Özel günler, bayramlar ve benzeri topluca yapılan kutlamalar, genellikle anma ve doğum günü merasimlerinden farklı bir ruha sahip: Zamandan bağımsız algılanıyorlar. Öncesi – sonrası yok.
Sadece milli bayramlarda, o da geçmişe dönük bir zaman algısı mevcut. Mesela “Cumhuriyet’in 91. Yılı” gibi…
Peki, ya gelecek?
Bu yılki öğretmenler gününde kutlama mahiyetinde bir yazı hazırlamak istemiyorum. Mesleğin güçlüklerinden söz etmekten ya da gündelik sorunlara değinmekten de kaçınacağım. Eski ağaçları silkelemeyeceğim bu defa. Zira hiçbirinin altına lezzetli bir meyve düşmeyecek.
Bu defa, öğretmenliğin geleceğine bakmak istiyorum. İçine teknoloji katılmış eğitimden değil, gerçekten teknoloji ile eğitimden. Öğretmenliğin yarınında bu var zira. Gelecek 10 – 20 – 30 yılda okul konsepti, öğretmenlik anlayışı, eğitim felsefesi tümden değişecek. Değişmek zorunda kalacak. 100 bin kişilik bir sınıfta özel ders vereceğiz, mesela.
Yarınlarınız bilimsel olsun, teknolojik olsun, öğretmenler gününüz kutlu olsun efendim. Buyurunuz saygıdeğer öğretmenlerimiz, Peter Norvig yarının dersliğinden bahsediyor:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder