OKUL SEÇME KILAVUZU – 4





Önceki yazılarda bir dizi soru sorduk ve okul ile ev arasındaki mesafenin önemine vurgu yaptık. Sabah yarım saatten fazla zamanı okul yolunda geçiren ve uykusunu alamadan yola koyulan bir öğrencinin, sunulan eğitim olanakları ne olursa olsun, onlardan yararlanamayacağını söyledik ve bunun nedenleri üzerinde durduk.

Peki, “doğru okul” sadece eve yakın olan okul mudur? Başka hangi vasıfları taşıması gerekir?


DOĞRU OKUL BAŞKASININ ROLÜNÜ ÇALMAZ

Okulun görevi, eğitim ve öğretim vermektir. Okulda, çocuğun yaşam için ihtiyaç duyacağı akademik bilgiler ve toplumsal davranışlar öğretilir. Örnekse “yağmur neden yağar?” ya da “dünyada bizden önce kimler yaşadı?” gibi soruların yanıtını veren öğretim kısmıdır. “Arkadaşımın hakları nerede başlar, benim haklarım nereye kadardır?” gibi konular, çevre bilinci, yurttaşlık bilinci meseleleri ise eğitim faslına girer. 



Ancak bir de “terbiye” mevzusu vardır ki, bu okulun hiç ama hiç üzerine vazife değildir. Terbiye, ailede verilir. Örnekse bayramda büyükanne – büyükbabanın ziyaret edilmesi, ellerinin öpülmesi, eve ayakkabıyla girilmemesi, çocuğa ne kadar harçlık verileceği ve bunu nasıl harcamasının isteneceği gibi konular sadece ailenin yetki ve görev alanına girer.



Okulda büyüklere saygılı olmak, bir ilke olarak öğretilir. Ancak bunun nasıl uygulanacağını belirlemek ailenin işidir. Ya da tutumlu olmak okulun vereceği eğitim içinde değerlendirilmelidir ama çocuk haftada kaç lira harcarsa tutumlu sayılacak, bu ailenin alanına girer. 

Anne – babasının yerine geçip çocuğu terbiye etmeye kalkan okullardan uzak durunuz. Terbiye ailede verilir. Her ailenin değerler sistemi, öncelikleri kendine göredir ve öyle de olmalıdır. Okul idarecilerinin değerlerini öğrenciye dayatması, belletmesi olsa olsa tek tip insan yetiştirmenin yahut bir tür müritleştirmenin amaçlandığını gösterir. 
 

TANITIM GÜNÜNDE SİZLERİ NELER BEKLİYOR?

Basında yer alan “tanıtım günü” ilanlarına mutlaka gözünüz takılmıştır. Eğitim kurumları müstakbel velilerine okulu tanıtmak amacıyla böyle herkese açık davetler düzenliyor. İlanlarda belirtildiği gibi hafta sonu, öğrenciler evlerinde dinlenirken, okul özenle temizlenip süslenmiş ve görücüye çıkmaya hazırlanmışken yapılacak bir ziyaret çok yanıltıcı olacaktır. Zira böylesi planlı bir ziyarette görecekleriniz sadece size gösterilmek istenenler olacaktır. 

Velilerin ilanlarla davet edildiği böyle günlerde bakın okullarda ne hazırlıklar yapılır:


  • Öncelikle ortalık sıkı sıkı temizlenir. Camlar, tahtalar silinir. Tahtaların önüne renk renk tebeşirler dizilir. Perdeler yıkanır. Hatta odalara, sınıflara hoş kokular sıkılır.
  • Çöp kutuları boşaltılır, varsa su sebilleri doldurulur. Tuvaletler adam akıllı temizlenir,  mikroplardan ve kirden iyice arıtılır. Tüm musluklardan ve sifonlardan su akmasına özen gösterilir.
  • Bahçe düzenlenir, ağaçlar budanır, çimler biçilir, hatta yeni çiçekler dikilir.
  • Okul duvarlarına bayraklar, flamalar asılır, bir bayram ve şenlik havası yaratılmaya çalışılır.
  • Sınıflar, sıralar intizama sokulur. Sıra üstlerindeki karalamalar, yerlere atılmış kâğıtlar, unutulmuş öğrenci defterleri göz önünden kaldırılır. Her sınıfın panosuna yazıcıdan yeni çıkmış birer haftalık ders programı yerleştirilir.
  • Katlardaki panolar iyice denetlenir. Derme çatma olanlar sökülür, öğretmenler tarafından tekrar düzenlenir. En güzel ve anlamlı resimler, şiirler, yazılarla donatılır.
  • Tatil günü olduğu için ortada koşuşturan, bağırıp çağıran öğrenciler görmezsiniz. Onları azarlayan, elde cetvel veya düdük ya da anahtarlıkla koridorlarda, bahçede turlayarak nöbet tutan öğretmenler de… Öğretmenler, eğer o gün okulda bulunuyorlarsa en düzgün ve ciddi giysilerini giyer, ölçülü bir gülümseme takınır ve mesleklerinin hakkını verecek bir asalete bürünürler.


  • Yine tatil günü olmasından dolayı, mesela ders ve sınıf ortamını gözlemleme ihtimaliniz de yoktur. Acaba ders sırasında herhangi bir öğrenci kapının dibinde ayakta durmakla cezalandırılıyor mudur? Öğretmenler dersi karmakarışık bir öğrenci grubu karşında avaz avaz bağırarak mı, yoksa dikkatli ve ilgili bir sınıf önünde, kendinden emin, sakin ve özenli bir biçimde mi anlatıyorlar? Kim bilir…




  • Kantin de önemli bir nokta. Öğrencilere satılan yiyecekler mi sergileniyor acaba kantin vitrininde, yoksa siz “veliler” geleceksiniz diye özel bir düzenleme yapılmış mı? Size ikram edilen tazecik kanepelerden mi alacak yarın öbür gün çocuğunuz, yoksa bir kenar mahalle fırınına yaptırılmış, bayat, yağlı ve ne idüğü belirsiz açmaları mı yiyecek? Bunu da bilmek mümkün değil.
  • Peki ya yemekhane? Muhtemelen önceden planlanmış bir veli ziyareti esnasında yemekhane kapalı olacaktır. O halde öğrencilerin ne yediğini asla bilemeyeceksiniz. Çocuğunuzu okula yazdırmış bulunursanız, akşam eve geldiğinde “ne yediniz bugün öğlen?” diye sorarsanız aşağı yukarı şöyle bir cevap alacaksınızdır: “Valla sulu, salçalı bir şey vardı. Sanırım sebze, biraz da et koymuşlar içine. Bulamaç gibi duruyordu. Ben de kantinden sandviç aldım.” Oysa yemek ücreti olarak hatırı sayılır bir ödeme yapmış bulunacaksınız.
  • Ve laboratuvarlar! Dil, fen, matematik, bilgisayar laboratuvarları. Acaba ders zamanı da size gösterildiği kadar temiz ve düzenli midir? Eğer dersler buralarda işleniyorsa, yani laboratuvarlar göstermek için değil, eğitim aracı olarak kullanılması için yapıldıysa o kadar derli toplu olmalarına imkân yoktur. Unutmayınız ki, yaşı kaç olursa olsun bir sınıf dolusu öğrencinin bir arada bulunduğu hiçbir ortam hiç kullanılmamışçasına derli toplu kalamaz.




  • Son olarak spor ve kültürel etkinlik alanları, basketbol sahası, tenis kortu, kapalı spor salonu, varsa yüzme havuzu, tiyatro ve konferans salonu, bunların kulisi, soyuma odaları. Buralar da emin olun siz misafirlerin karşısına çıkacak şekilde özenle elden geçirilmiştir. Aslına bakılırsa laboratuvar ve etkinlik alanlarının yepyeni durması hiç de iyi bir işaret değildir. Buralar eğer gerçekten öğrenciler tarafından kullanılıyorsa mutlaka eskimiş, yıpranmış ve kirlenmiş olacaktır. Haydi, temizlik kiri götürdü diyelim. Ama daha dün alınıp oraya konmuş gibi yepyeni duran bilgisayarlara, basketbol toplarına, sahne döşemesine ne demeli? Genç insanlar yıl boyu kullansa böyle mi görünürler? Çocuğunuzun evdeki eşyalarından ve odasındaki malzemelerden pay biçin. Bir yıl boyunca oynanmış bir top, kullanılmış bir bilgisayar nasıl görünür sizce?



Tabii ki bunları ifade ederken okul yöneticilerinin gözünüzü boyamaya çalıştığını, sizi aldatıcı bir imgeyle etkilemeye gayret ettiğini ima ya da iddia etmiyorum. Ulusal geleneklerimiz icabı böyle yaptıklarına eminim. Ne de olsa bizim kültürümüzde misafirin başımızın üstünde yeri vardır. İster evimize ister okulumuza gelsin, misafir en iyi şekilde ağırlanmalıdır. Üstelik velileri davet etmişken belli bir hazırlık yapmamaları da doğru olmaz. Tabii ki hazırlanacak, düzenlenecek ve güzelleştirilecek okul. Ancak bir yüze makyaj yapmakla estetik ameliyat yapmak arasında fark var, değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder