EĞİTİMDE BU GÜNLERE NASIL GELDİK?


 


Mantıklı, rasyonel düşünen her zihin bilir ki, hiçbir şey sebepsiz var olmaz ve her durumun oluşmasında kendisinden önceki olayın / olayların etkisi vardır. Buna sebep – sonuç ilişkisi de denir.
Bu ilkeden hareketle, eğitimin bugün içinde bulunduğu hazin ve ürkütücü durumun dündeki hangi eylemlerden, ne gibi kararlardan doğduğunu kurcalamak istedim. Zira neredeyse her 2 senede bir Milli Eğitim Bakanının değiştirilmesinden tutun, atama bekleyen öğretmenlere, sınav sistemleri üzerinde oynanan fındıkkıran balesine kadar birçok rezilliğin kökleri ne yazık ki hemen dünde değil, çok daha eskide.

Eğitim sistemimiz, varsaydığımız gibi ilerici, laik, çağdaş ve çağcıl bir anlayışla işleseydi, emin olun bugünleri böyle yaşamazdık.

Bugünler geçer, elbette. Gün gelir, kara bulutlar dağılır. Ancak sırf güneş doğdu diye bahar gelmiyor.
Eğitime bakışımızı temelden değiştirmek, bir daha bugünkü karanlığa düşmemek için daha derinden, daha ciddi ve samimi bir sistem eleştirisi yapmamız gerek. Sadece “ülke gerçeklerine” göre değil, “evrensel değerlere” göre düzenlenmiş bir eğitim sistemine, ulusça muhtacız. Ancak, yarınlara nasıl ve hangi açıdan bakacağımız, başka yazıların konusu olsun.

Gelin şimdilik, çok da uzak olmayan bir geçmişte eğitim dünyasındaki gelişmelerin basına nasıl yansıdığına odaklanalım. Geçmiş Gazete başlıklı blogda çok hoş ve yararlı bir arşivcilik örneği sergileniyor. Ülkenin sivilceli gençlik fotoğraflarına bakar gibi oluyorsunuz. Bir Tarihçi olarak, emeği geçenleri kutluyorum.

Bu siteden seçtiğim kimi gazete haberlerini birlikte inceleyelim, ne dersiniz?

10 Eylül 1950 tarihli Hürriyet gazetesi, neyi neresinden tutacağını bilemeyenlerin eğitime yön verdiğini müjdeliyor (!) adeta:
egitimin_gecmisi_1

23 Kasım 1979 tarihli Tercüman ise kızlarla erkeklerin öpüşmemesini, ülke geleceğinin garantisi sananları haber yapmış. Sapık damgası, bunu akla getirenlerin alnına yapıştırılmalı!
egitimin_gecmisi_3

20 Mart 1963 tarihinde çıkan Hürriyet gazetesini bizzat okumuş olsaydınız “bu ne acele canım, 20-30 yıl sonra açılsa da olurdu” der miydiniz?
egitimin_gecmisi_2


10 Eylül 1998′de Hürriyet’teki bu haberi yazanlar ya ileri görüşlülükte bir fenomen (!) ya da sahibinin sesi olmaktan öte gidememiş… 
egitimin_gecmisi_4


17 Nisan 1974′ün Hürriyet’indeki haber, “dersler aç karnına kafana girmez” diyor, sanki.
egitimin_gecmisi_5


Ve son olarak 10 Aralık 1997 tarihli Radikal, yanlış giden BİNşeyler olduğunu haykırıyor…


egitimin_gecmisi_6

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder