OKUL SEÇME KILAVUZU – 3


UZAKTAKİ OKUL 

Geçen yazıda sıraladığımız “okul seçerken dikkat edilecekler” listesini madde madde incelemeye başlayalım.

Ne demiştik?

1. Okul ile evinizin arasındaki mesafe ne kadar?

Şimdiye kadar yolunuzu tıkaması, trafiği sıkıştırması dışında okul servislerine ne kadar dikkat ettiniz bilmiyorum. Öğrenci servislerinin okul kapısından çıkmasıyla veya çocuğun evinden birkaç metre uzaklaşmasıyla birlikte, siz veliler için müthiş bir gözlem fırsatı doğmaktadır.

Sabah evlerinin önünde servis bekleyen çocuklara bir bakın. Göreceklerinizin bir bölümü sabah bezgini, bir bölümü de sabah canavarları olacaktır.

Nasıl mı?
Çocuk, servis görevlisi yanına gelip çantasını elinden alana kadar bulunduğu noktadan ayrılmıyor, adeta heykel gibi kıpırtısız mı duruyor? Yoksa servis köşe başında görünür görünmez koşar adım yola mı fırlıyor? Her ikisi de arzu edilen davranışlar değil.

SABAH BEZGİNLERİ
Mum gibi duran, kapının önüne kadar gelen okul servisine tek başına yürümeyen, çantasını kendisi taşımayan, en ufak inisiyatif kullanmayan bir ilköğretim öğrencisi, kişilik gelişimi açısından yaşıtlarından pek ileride sayılmaz. Hatta 8 – 10 yaşındaki bir çocuk için fazlaca tutuk ve güvensiz bile sayılabilir. Uykusunu almış ve iyi beslenmiş bir çocuk asla sabah bezgini olmaz.
OKUL SEÇME KILAVUZU_3_c

Ya da bu hali, onun okula gitmek için pek istekli olmadığı, okul yoluna sevinçle, hevesle çıkmadığı şeklinde de yorumlanabilir. Bu gibi bir durum, görülmeyi bekleyen bir tehlike sinyalidir. Ancak anne baba, sizin birkaç dakikalık gözlemle tespit ettiğiniz ve değiştirilmesi gerekli bu halin ne kadar farkındadır? Çocuklarının mutsuzluğundan ya da güvensizliğinden haberdarlar mı? Kim bilir? 
Belki çocuk servis beklemek için kapıya çıkarken her ikisi de işe gitmek üzere evden ayrılmıştır bile!

SABAH CANAVARLARI

Peki, ya okul servisini köşede görür görmez sokağa fırlayan, taşkın hareketlerle araca koşan, kendisini tehlikeye atan çocuğa ne demeli?

Sabahın o saatinde bu kadar enerjik olması normal mi sizce? Çok mu seviniyor sizce okula gideceği için? Enerjisi sevincinden mi kaynaklanıyor yoksa başka bir şeyden mi? Aracın kapısı açılır açılmaz çantasını içeri savurup arkadaşlarının üstüne atlaması, onlarla mahsusçuktan güreşmesi, didişmesi ya da bağırıp çağırması bir mutluluk ve sağlık belirtisi mi?

Eğitim döneminin tamamını değilse bile bir bölümünü böyle ‘sabah canavarı’ olarak geçiren bir çocuğun bireysel kimliği, karar verme ve uygulama yeteneği, dikkatini odaklama becerisi istendiği biçimde gelişebilir mi? Okula yıllarca bu ruh hali içinde gidip gelmeye alışan bir gencin işini sevmesi mümkün olacak mıdır ileriki yaşamında?

Bu öyle iki bahaneyle geçiştirilecek bir durum değil. Çünkü taşkın hareketler de aynı tutuk ve ürkek tavırlar gibi tehlike sinyali olarak algılanmalıdır. Bunu görmek, anlamak için eğitimci olmak gerekmez. Birkaç dakika durup bakan herkes benzer kanıya varacaktır: Bu çocukların bir derdi var.

OKUL SEÇME KILAVUZU_3
Okul ile ev arasındaki mesafe çoğu kez bu “derdin” nedenidir. Peki, mesafe okul seçerken dikkate alınması gereken bir kriter midir?

Okulla ev arasındaki en makul uzaklığı belirlerken kilometreye değil saate bakınız. Sizin aracınızla otuz dakikada vardığınız okula çocuğunuz her sokaktan öğrenci toplayarak ilerleyen servis aracı içinde belki bir, bir buçuk saatte varabilecek. 

Çocuğunuzun gece vakitlice yatmasını, yeterli süreyi uykuda geçirmesini, sabah, gelişme çağındakilere uygun bir kahvaltıyla beslenmesini (altıncı sınıfa giden bazı kız öğrenciler arasında zayıflama diyeti yapanlar var mesela) ve yarım saati pek aşmayacak bir mesafedeki okuluna gitmesini temin etmelisiniz.


Özetle,
  • Çocuğunuzu evinizden çok uzakta bir okula vermeyiniz. Öğrencinin sabah evden çıkışıyla okul kapısından girişi arasında, yani okul yolunda geçireceği zaman yarım saatten fazla olmamalıdır. Üstelik bu yolculuk servis aracı yerine yürüyerek yapılırsa, çocuğun bedensel gelişimine de katkı sağlayacağı tartışılmaz bir gerçek. Unutmayın ki, daha uzaktaki bir okul her ne özelliğe sahip olursa olsun kaybettirdiklerinin karşısında çocuğa üstün bir eğitim sağlamayacaktır. Çünkü çocuk, kendisine sunulan eğitim olanaklarından yararlanamayacak kadar yorgun ve yılgın yahut stres yüzünden aşırı hareketli ve dikkatsiz olacaktır.
  • Diyelim ki okul evden pek uzak değil, ama servis sokak sokak dolaşıp öğrenci topladığı için yolculuk süresi uzuyor. “Serviste kestirsin biraz” diye düşünmeyin. Çocuğunuzu okula kendiniz götürüp getirin. Onu her sabah okula bırakmanın fazlaca meşakkatli olacağını mı düşünüyorsunuz? O halde aşağıdaki maddeyi okuyun.
  • Uzaktaki okulun eğitim açısından eşsiz olduğuna mı karar verdiniz? Çocuğunuzu mutlaka o okulda mı okutmak istiyorsunuz? O halde fedakârlık size düşüyor. Evinizi taşıyın ve okula yakın bir yere yerleşin. Böylece çocuğunuzu sabah bezgini veya sabah canavarı olmaktan kurtarırsınız. Uykusunu alamamış, yeterince beslenememiş bir çocuk, dünyanın en iyi okuluna bile gitse başarılı ve mutlu olamayacaktır.

  • Çocuğunuzun genel tavrı bezginlik veya hırçınlık öğeleri taşıyorsa, bu durum kendini fazlasıyla yorgun hissetmesinden, ailesi tarafından anlaşılmadığını düşünmesinden kaynaklanıyor olabilir. Doğru okulu seçtiğinizi düşünseniz bile, bu kararınızı değişmez ve tartışılmaz bir durum olarak görmemelisiniz. Bilmelisiniz ki, uzaktaki okul asla doğru okul değildir.
http://www.yenitanhaber.net/?p=896 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder