ÖĞRETMEN ÖĞÜTME MAKİNASI


Uzun zaman önce, Yenitan zamanında “Nasıl öğretmen olunur, bilir misin?” başlıklı bir yazı yazmıştım. Rekor okunma sayısına ulaşmış, sevgili öğretmenlerin, meslektaşlarımın ilgisine mazhar olmuştu.

Bugün yazdıklarımı bir kez daha okudum.

Yazarken içime dolan hayal kırıklığı ve isyanı hatırladım. Yüreğim daraldı.

Hala işsizlikle boğuşan genç öğretmen adaylarını düşündüm. Yüreğim daraldı.

Dershanelerin kapatılmasıyla işsizler ordusuna katılacak ve kim bilir vasıflarından ne kadar aşağıda, ne biçim işlerde çalışmak zorunda kalacak meslektaşlarımı düşündüm. Yüreğim daraldı.

Yeni MEB yasası yürürlüğe girerse (girdiğinde mi demeli, ne de olsa noterlik işlemleri epey hızlandı) 4 yıl veya daha fazla süredir görev yapan Milli Eğitim yöneticileri bir gecede görevden alınacak. Okulun direği sayılan, yıllarca her işe koşmuş, en ağır sorumluluğu üstlenmiş olan okul müdürlerini ve müdür muavinlerini düşündüm. Yüreğim daraldı.

İdari görevinin sona ermesiyle özlük haklarında ciddi kayba uğrayacak bu hocalarımızın “kızın düğününden” “buzdolabının tamirinden” “hanımın ilaç masrafından” ve sairden gelen borçlarını, bir anda küçülen maaşla nasıl ödeyeceklerini düşündüm. Yüreğim daraldı.

Dünkü grev ve protesto eyleminden basına yansıyan fotoğraflara baktım. Elinde sinek ilacı gibi tuttuğu biber gazını, tuhaf bir gülümsemeyle öğretmenlerin üzerine sıkan polise takıldı gözüm. Yüreğim daraldı.

ÖĞRETMEN ÖĞÜTME MAKİNASI

Atamalarda haksızlığın, adam kayırmanın önüne geçmek amacıyla getirilmiş KPSS’nin nasıl baypas edileceğini, öğretmen tayininde valilerin yapacağı sözlü mülâkatı, sorulabilecek olası soruları düşündüm. Mesela lise matematik öğretmeni olmaya aday birine, onun bu mesleği layıkıyla icra edip edemeyeceğini anlayabilmek için, bir ilin valisi ne sorabilir ki?  Ne sorabilir? Kalkulus mu?

İçinden çıkamadım…



Her 1 – 1,5 yılda bir yeni bir Milli Eğitim bakanı atanıyor.

Her yeni bakanla hooop yasadan yönetmeliğe, kurumdan kurala her şeyin altı üstüne getiriliyor.

Değiştirmek, işleyişin doğası haline geldi. Biz eğitimciler de bu manasız dönme dolapta tutunmaya çalışmaktan ve mide bulantısından kurtulamaz olduk. Sersemletilmiş haldeyiz.

Sistem her sene binlerce diplomalı cahili mezun ettiği yetmezmiş gibi bir de öğretmeni eziyor, hırpalıyor, iş yapamaz, mesleğini hakkıyla icra edemez hale getiriyor.

Adeta bir öğretmen öğütme makinası…

Amaç nedir, bilmiyorum ama sonuç ortada:

Kalitesi hızla, çakılırcasına düşen eğitim,

Bilgisiz, donanımsız mezunlar,

Huzursuz öğretmenler,

İşsiz öğretmen adayları.


Yüreğim daralıyor.

Çaresizlikten…


ÖĞRETMEN ÖĞÜTME MAKİNASI3
Fotoğraflar http://twitter.com/AdemAltan3/ ve www.haberartibir.com.tr adreslerinden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder