HAVA BOZUK, KAFA BOZUK SAYIN SEYİRCİLER

Yağmurdan  kaçmaktan bitap düştüm efendim. Rüzgarın fırtınaya dönmeden meltem meltem estiği, yağmurun sağanağa – doluya azmadan, paşa paşa yağdığı eski ılıman iklimleri özlemekteyim.

Araştırmalar göstermiş ki, dünya tarihinde ilk defa şehirlerde yaşayanların nüfusu kırsalda yaşayanları geçmiş. Aferin. İyi halt etmişler kente gelerek. Köyünde toprağının efendisi, güneşinin bendesi olarak sürdürdüğü hayatı beğenmemiş, şehre göçmüş akıllımlar.
Sabah işe 3 saatte gidiyor, akşam eve 4 saatte dönüyor, günde 40 liraya 12 saat çalışıyorlar ama kentteler ya, hayatın güzel olduğunu, daha da güzel olacağını sanıyorlar. Göçenin sanrısı yedi göbek İstanbullunun kabusu oldu. El birliğiyle hayatımızı daraltıyor, ömrümüzü düğümlüyoruz. Aferin hepimize.

İnternette birbiri ardına dün Tuzla’da yaşanan hortuma ait videoları görünce iyiden iyiye endişelendim ve ufak bir araştırma yaptım. Daha kötü olacak mı yoksa bu yaşadığımız abuk yağmurlar geçici bir durum mu?
Meteoroloji ve Afet Yönetimi Profesörü Mikdat Kadıoğlu Hoca, bizleri basın yoluyla uyarmaya ta 2010′larda başlamış. Hatta 2012 tarihli bilimsel bir raporla konuyu anlayacağımız kadar açık izah etmiş. Tamamına şuradan ve ilgili köşe yazısına da buradan ulaşabileceğiniz rapordan bazı satırbaşlarını size aktarmayı görev bilirim. Bakın ne diyor Mikdat Hoca:

Küresel iklim değişikliği nedeniyle Türkiye’de üst tropiklerdeki çöl iklimine benzer sıcak ve kuru bir iklim hâkim olmaya başladı.

Bunun en önemli nedenlerinden biri, Sahra Çölü gibi bölgelerdeki yüksek basınç kuşağının kuzeye Türkiye’ye doğru kayması. Değişen iklimle birlikte yaşadığımız düzensiz, ani ve şiddetli yağışlar ve seller; heyelanları, erozyonu ve çölleşmeyi artırıyor. Kuraklıkla birlikte kıtlık, orman yangınları, sıcak hava dalgaları, çekirge istilası, kene, sivrisinek vb. haşereler ve bunlara bağlı olarak yaşanan uzun mesafeli göçler de artıyor. Artan rüzgâr fırtınaları ise şiddetli yağmur, dolu, hortum, yıldırım, ani sel, şehir selleri gibi afetlerin daha sık, daha şiddetli, daha uzun sureli ve her yerde etkili olmasına neden oluyor.
firtina 
Ülkemizde şiddetli rüzgârlara bağlı olarak oluşan fırtınaların sayısında da ciddi bir artış var. Bu fırtınaların sayısı uzun yıllardan beri yılda 50’nin altında seyrederken, 2010’da bu rakam 250’ye yaklaştı. Pek bilmediğimiz meteorolojik hortumlar ise son iki yıldır her yerde yıkıcı bir hal almaya başladı.
firtina2 
Sadece fırtınalarla birlikte görülen yıldırımların Türkiye’de neden olduğu can kaybı sayısı son yıllarda 400 kişiyi aştı. Türkiye’deki orman yangınların %12’sine de yıldırımlar neden oluyor.

Ortalama sıcaklıkta her 1 derece artış, yıldırımların sayısında da yaklaşık %20’lik bir artışa neden olacak. Aynı şekilde bir kaç derecelik sıcaklık artışı, orman yangınlarını da misliyle artıracaktır. Türkiye’de orman yangınları yılda yaklaşık 450 hektarlık orman alanını tahrip ediyor ve 2007 yılından bu yana orman yangınlarının sayısında artış gözleniyor.
firtina3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder