“KAR TATİLİ” YAZILIR, “EV HAPSİ” OKUNUR

Geçen haftalarda Kar Tatili Aslında Ne Demek ve Eyvah Kar Yağıyor, Çocuğum Okula Gidemez başlıklı iki yazı yazmıştım. Bu yazılarda savunduğum görüşlerime eğitimci, veli ve öğrencilerin çoğunun hak verdiğini görmekten mutluyum. Demek ki, kar tatilinin ardında yatan ayıplar, sadece benim gözlerime görünmemiş, başkaları da bu yanlışı fark etmiş. Ne mutlu.

Ancak hemen hepsi “veli” kimliği taşıyan kimi okurlar da, görüşüme şiddetle karşı çıktı. Muhtemelen yazıları sonuna kadar okumadan böyle davrandılar. Yoksa bu yazılarda küçücük çocukları kar kıyamette, tıkalı trafiğin ortasına atıverelim demediğimi bilirlerdi.

Herkesin aynı fikirde olması mümkün değil. Ancak eğitim bir bilim ve bilimsel “doğru”lar öyle pek de birbiriyle çelişen varyasyonlar oluşturmuyor. Bu eksik anlaşılma halini gidermek ümidiyle, tane tane ve bir kez daha anlatayım:

Kar yağınca okulları tatil etmek yanlıştır.

  • Çünkü asıl sorun ara yolların kardan temizlenmemesi, ana caddelerdeki yığılmanın önlenememesidir.
  • Çünkü belediyeler, asli görevi olan yolları açık tutma işini yapmamakta, yapamamaktadır. Hüseyin Çelik, “kar yağınca okulları tatil eden yönetici, kendini sorgulasın” sözünü, pek haklı olarak bu nedenle söylemiştir.
  • Çünkü okul, çocuğun çocuktan / çocuğun öğretmenden / öğretmenin çocuktan öğrendiği, son derece canlı bir eğitim iklimidir. Ne yaparsanız yapın, bir eşini evde tesis edemezsiniz.
  • Çünkü veliler olarak vergisini ödediğiniz 2 hizmeti birden almamaktan memnun olmanız mantıklı değildir. Açık ve kardan temizlenmiş yol talep etmek de, sıcak ve faal okul talep etmek de hakkınızdır, zira vergisini ödemiş bulunmaktasınız.
  • Çünkü asıl yanlış olan trafikte saatlerimizi, günlerimizi, ömürlerimizi yitirmemizdir. Trafik sorununa kalıcı ve etkili bir çözüm bulmak, şehri yönetenlerin görevidir. Onların kusuru göze batmasın diye çocukları okuldan mahrum etmek, bir çözüm değildir.
  • Gece yarısı tatil ilan edilince veli “eyvah, çocuğa kim bakacak” paniğine kapılmaktadır. Çocuk onların bu halinden büyük üzüntü duyar. “Anne babamın başına dert oluyorum” düşüncesine, suçluluk duygusuna kapılır ve ruhen zarar görür.
  • Trafik için kalıcı ve etkili bir çözüm geliştirilene kadar okulları tatil etmek yerine iş yerlerini tatil etmek seçeneğine başvurulmalıdır. İşler bir gün aksasa bir şey olmaz ama okulun kapısı bir gün dahi olsa kapanmamalıdır. Eğitimin “keyfe keder” bir faaliyet olmadığı, herkesçe anlaşılmalıdır.
  • Görevini yapmayan yerel yönetimleri ayıplarken bir yandan da ailelerin kendi tercihlerini gözden geçirmeleri yerinde olur. Çocuk neden eve en yakın okula verilmiyor? Ya da neden okulun yakınında bir eve taşınılmıyor?
  • “Bu yapılan kar tatili değil ev hapsi” diyenlere “senin çocuğun var mı bakayım, hı?” şeklinde şirretleşenler, kendilerine bir sormalı: Neden (sözüm ona) pek kıymetli evladımı kilometrelerce yola, egzoz kokusuna, uykusuzluğa ve en nihayetinde karlı günde ev hapsine mahkûm ediyorum? Neden okulun sokağındaki evde oturmuyorum?

Özetle,
  1. Kar tatilinin eğitimi hafife almak olduğunu söyleyenlere değil, yolları açık tutmayı beceremeyenlere kızın.
  2. Çocuğunuzu eve tıkmayın. Çocuğun yeri okuldur.
  3. Eğitim ülke için, toplum için “olmasa da olur” değil, “olmazsa olmaz”dır.
  4. Evinizi okulun yakınına taşıyın. Zahmeti kendiniz üstlenin. Çocuğa yol / trafik çilesi çektirmeyin.

kar_tatili_degil_ev_hapsi

Kapak görseli
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder