EĞİTİM POLİTİKAMIZ POTEMKİN KÖYÜNE DÖNDÜ






Günümüzde inşaat sahalarında kullanılan bir yöntem var. Yıkılan ya da yeni inşa edilen binanın çirkinliği çevredekilere rahatsızlık vermesin diye inşaat sahasının etrafı, üzeri reklamlarla bezeli tahta veya bez perdelerle çevriliyor. 

Oysa bu fikir yeni değil, tarihi kökleri var. Ta Rusya’da, ta 18. yüzyılda:

Yıl 1787’dir. Rusya’da kötü politikalar yüzünden açlık ve yoksulluk kol gezmekte, halk arasında huzursuzluk artmaktadır. General Potemkin, halkın içinde bulunduğu sefaleti örtbas etmek için şeytanın aklına gelmeyecek bir çözüm bulur. Çariçe II. Katerina’nın Kırım gezisi sırasında taşınabilir bir köy yaptırır. Evlerin, binaların sadece fasad kısmı yani cephesi vardır. Karşıdan bakıldığında sıcak bir yuva izlenimi veren portatif yapılar aslında birer tahta duvardan ibarettir. At arabasından inmeden, pencere ardından ülkesini gezen-gözleyen Çariçe bu numarayı yer. Her geçtiği yerde altındaki tekerleklerle yürütülen bu sahte köyü görür. İşler yolunda, halk rahat diye düşünerek sarayına çekilir. Ve halk yoklukla baş başa kalır… 

http://yashin.livejournal.com/1022586.html

http://yvision.kz/post/348085

http://compromatsaratov.ru/2011/05/11/potyomkinskie-derevni-forever/


Bugün ne yazık ki eğitim sistemimiz bir Potemkin köyü haline geldi. Ülkeyi temelinden sarsabilecek gerçek sorunların önüne bir perde çekiliyor, naylon reformlar icat ediliyor. Karşıdan bakan pek mükemmel, pek âlâ bir eğitim verildiğini sanacak neredeyse!

Efendim neymiş?
Ortaokulun ilk yılı, yani 5. sınıf yalnızca dil öğrenimine ayrılacakmış. Bu seviyedeki öğrencilere sadece yoğun İngilizce ve Türkçe dersleri okutulacakmış. 

Aman ne güzel!
Oysa gerçek? 

4+4+4 sisteminin en korkunç yanı ortada dururken kime ne İngilizcesi öğreteceksiniz? Çocuklar okula gitmiyor ki, siz neden bahsediyorsunuz? 4+4+4 sistemi ile ilkokuldan sonra okula devam zorunluğunu ortadan kaldırılmıştı ve okuldan alınan çocuk sayısı füze gibi fırlamıştı. Kızlar eve oğullar işe kapatılmıştı. 

Değişti mi bu durum?  
Hayır!

Daha önce de yazmıştım, hâlâ okul çağındaki çocukların 2 milyona yakını okul dışında. Üstelik bu rakam yükseliyor

Karşıdan baksanız her şey şahane! 12 yıl zorunlu eğitim. Aman tanrım, Avrupa standardı (!)
Eğitim zorunlu ama okula gitmek zorunlu değil. Çocuklar açıktan okuyacak, okuyabilecek.

Bu ne demek?
Kız çocuklarının küçücük yaşta evlendirilmesi demek. 9-10 yaşındaki kız evladına “kadın” yaftası yapıştırıp başını örtmekten, 15'inde "kocaya vermek"ten utanmayan veliler okuldan almaktan utanır mı sanıyorsunuz?

Erkek çocuklar? Onlar da haydi bakalım işe. Üç-beş paraya işçi, amele, köle olmaya…

Efendim neymiş?
5. sınıf yabancı dilin öğrenildiği yıl olacakmış.
Siz önce eğitimin önüne çektiğiniz şu Potemkin köyünü bir kaldırın da, gerçek yüzümüzü görelim. Biz eğitimciler cahil çariçelere benzemeyiz, gözümüzü boyayamazsınız.

https://atelierlouisarmand.wordpress.com/photography/olympus-digital-camera-33/

2 yorum:

  1. merhaba güzel bir çalışma olmuş bende çocuk işçiliği hakkında yazmaya başladım 2016 yılı dünya çocuk hakları verilerini nerden buldunuz bana da lazım yardımcı olursanız çok sevinirim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,

      Yazıda kullandığım bağlantılar 2016'dan önceki verileri referans alıyor. Ancak dilerseniz bu yılın ortalarına doğru ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü), TUİK Çocuk İşgücü İstatistikleri ve DİSK-AR raporlarına bakabilirsiniz. 2016 istatistikleri ancak ertesi yılın ortalarında belirginleşmeye başlıyor. İyi çalışmalar, başarılar.

      Sil