Hayat üzerine uzun ve derin düşünme egzersizleri yapan
herkes bilir:
Bazı şeyler aslîdir.
Esas olandır.
Temeldir.
Olmazsa olmazdır.
Örnekse bir kapalı yüzme havuzu düşünün. Devasa binası,
fayansları, kapıları, pencereleri, duvarları ve sairiyle koskoca bir yapı. İçinde
su yoksa bir hiçtir o bina. HİÇ.
Ya da bir okul düşünün. Sıraları, tahtaları, pahalı teknolojik donanımı,
ekranları, bilgisayarları, laboratuvarları, dolapları, masaları ve sairiyle
koca bir okul. İçinde çocuk yoksa o da hiçtir.
İnsan, etobur bir canlı.
Vahşi.
Hırslı.
Zorda kalırsa hemcinsini bile yer, öyle fena bir varlık.
İnsanı hayvandan ayıran aslî vasfı insafı.
İnsandan insafı çıkarınca geriye koca bir hiç kalıyor.
İnsafsız insan bir insan bile değil, bir hiç oluveriyor…
Son günlerde bir yabancıya ülkede olan biteni, gündemi
anlatmak zorunda kalacağım diye ödüm kopuyor. Nasıl izah ederim, bizim
buralarda insanların içindeki insafın tükendiğini? Nasıl anlatırım?
Şunları nasıl sorarım mesela, faillerine:
Haydi, küçücük kızların başını kapattınız. Onlara daha ilk âdetlerinde
“kadın” olduklarını, dolayısıyla cinselliği düşündürttünüz…
Haydi, anaokulu çağındaki çocukların kulağına cehennemi,
kabir azabını, şeytanı, ölümü, ahireti fısıldadınız, anlayamayacakları konularla
ruhlarını örselediniz, kalplerini titrettiniz…
Haydi, küçücük kızları kocalara verdiniz, üste bir de para
almaktan zerrece utanmadınız…
Haydi, eğitimin çöküşüne, başarısızlığın çığ olup üstümüze
son sürat gelişine gözlerinizi kulaklarınızı kapadınız…
Ah be insanoğulları, çocuk tecavüzüne de mi kör oldunuz, lal
oldunuz? Sapıklara açık kapılarınız yerine el kadar çocukların ağzını mı
kapamaktı, yapıp yapacağınız.
Bunca felaketi yüreğimize sığdırmaya çabalarken bir de çocuk
tecavüzünü mü konuşacaktık?
Altı üstü tenekeden tabelanızı söküp atsanız, üç gün sonra
başka bir isimle başka bir başlangıç yapsanız elinize mi yapışırdı?
Bîgünah sabi sübyanı mahvettiniz.
Umudu kirlettiniz.
İnsafı tükettiniz.
Hiç ettiniz hayatı.
İnsanı hiç ettiniz.
Kaynak: Kılavuz Kirpi